Sözleşmeler, işlemler ve bunların kayıtları, ekonomik, yasal ve siyasi sistemlerimizdeki belirleyici yapılar arasındadır. Varlıkları korurlar ve örgütsel sınırları belirlerler. Kimlikler ve kronik olayları belirler ve doğrularlar. Ülkeler, kuruluşlar, topluluklar ve bireyler arasındaki etkileşimleri yönetirler. Yine de, onları yönetmek için kurulan bu kritik araçlar ve bürokrasiler, ekonominin dijital dönüşümüne ayak uyduramadılar. Her şeyin dijitalleşmeye başladığı bir dünyada, idari kontrolü düzenleyip sürdürme şeklimiz değişmek zorundadır. Blockchain bu sorunu çözmeyi vaat ediyor. Diğer sanal para birimlerinin de kalbindeki bu teknoloji, iki taraf arasındaki işlemleri etkin ve doğrulanabilir ve kalıcı bir şekilde kaydedebilen, açık, dağıtılmış bir defterdir. Defterin kendisi de işlemleri otomatik olarak tetikleyecek şekilde programlanabilir.
Blockchain Nasıl Çalışır?
İşte Blockchain teknolojisinin altında yatan beş temel ilke:
1. Dağıtık Veritabanı
Blockchain üzerindeki her parti, tüm veritabanına ve onun geçmişine erişebilir. Verileri veya bilgileri hiçbir parti tek kontrol etmez. Her parti, aracı olmadan, işlem ortaklarının kayıtlarını doğrudan doğrulayabilir.
2. Peer-to-Peer İletişim
İletişim merkezi bir düğüm yerine doğrudan akranlar arasında gerçekleşir. Her düğüm, diğer tüm düğümlere bilgi depolar ve bilgi iletir.
3. İsimde Şeffaflık
Her işlem ve onunla ilişkili sisteme erişimi olan herkes tarafından görülebilir. Bir blok zincirdeki her düğüm veya kullanıcı, onu tanımlayan 30’dan daha fazla karakterden oluşan bir adrese sahiptir. Kullanıcılar anonim kalmayı veya başkalarına kimliğini açıklamayı seçebilir. İşlemler, blok zincir adresleri arasında gerçekleşir.
4. Kayıtların Geri Dönüştürülememesi
Veritabanına bir işlem girildikten ve hesaplar güncellendikten sonra kayıtlar değiştirilemez; çünkü onlardan önce gelen tüm işlem kayıtlarıyla bağlantılıdırlar. Veritabanındaki kayıtların kalıcı, kronolojik olarak düzenlenmesini ve ağdaki diğer kişilerin kullanımına sunulmasını sağlamak için çeşitli hesaplama algoritmaları ve yaklaşımları dağıtılır.
5. Hesaplamalı Mantık
Muhasebenin dijital doğası, blok zinciri işlemlerinin hesaplama mantığına bağlı olabileceği ve özünde programlanacağı anlamına gelir. Dolayısıyla kullanıcılar, düğümler arasındaki işlemleri otomatik olarak tetikleyen algoritmalar ve kurallar oluşturabilir.
Blok zinciri ile, sözleşmelerin dijital kod içine yerleştirildiği ve şeffaf olabildiği, paylaşılan bir veritabanında saklandığı, silinmelerinden, değiştirilmesinden ve düzeltilmesinden korunmuş olduğu bir dünyayı hayal edebiliyoruz. Bu dünyada her anlaşma, her işlem, her görev ve her ödeme, tanımlanabilir, doğrulanabilir, depolanabilir ve paylaşılabilir bir dijital kayıt ve imza sahibidir. Avukatlar ve bankerler gibi aracıların artık işlemlerin içerisine girmediği görülebilir. Bireyler, organizasyonlar, makineler ve algoritmalar serbestçe işlem yapacak ve anlaşmazlıkların azalmasıyla birlikte birbirleriyle daha verimli bir iletişim kuracaktır. Bu, Blockchainin muazzam bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.
Nitekim hemen hemen herkes, blok zincirin iş dünyasında devrim yaratacağını, şirketleri ve ekonomileri yeniden tanımladığı iddiasını duymuştur. Her ne kadar potansiyelinin coşkusunu paylaşsak da, bazı kısımlarda endişeleniyoruz. Bizi ilgilendiren, sadece güvenlikle ilgili sorunlar değil. Teknolojik yenilikleri inceleyen deneyimlerimiz, eğer bir blokçuluk devrimi olursa, teknolojik, yönetimsel, organizasyonel ve hatta toplumsal olmak üzere pek çok problemin çıkacağını söylüyor.
Blockchain temel bir teknolojidir.Ekonomik ve sosyal sistemlerimiz için yeni temeller yaratma potansiyeline sahiptir. Ancak etki büyük olurken, blok zincirin ekonomik ve sosyal altyapımıza sızması on yıllar alacaktır. Teknolojik ve kurumsal değişim dalgaları ivme kazandığından, adaptasyon süreci kademeli,ani ve kararlı olmayacaktır.